Kapsam ve Kısıtlar
Araştırmanın kapsamı içerik, coğrafi bölge, sektör ve örneklem birimi açısından değerlendiril¬diğinde şu bilgiler verilebilir. Araştırmada birinci
kavramsal yapı “karar verme etkinliği” olarak belirlenmiştir. Karar verme oldukça geniş bir konudur. Karar verme türleri, kararı etkileyen faktörler,
risk altında karar verme ve benzeri pek çok konu “karar” konusuna girmektedir. Ancak araştırmanın ne kuramsal bölümünün incelendiği alan
yazın başlıklarında ne de ölçüm uygulamasında bu konulara girilmemiştir. Alan yazında başvuru yapılan tüm bilgilerin doğrudan “karar vermenin
etkinliği” ile olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Karar vermenin etkinliği inceleme alanın temel sınırlarını oluşturmaktadır.
İkinci kavramsal yapı “yönetsel performans” alanını tanımlamaktadır. Yönetsel performans yönetim biliminde çok işlenmiş bir konudur ve başlıca
iki alan üzerinde durulmaktadır: faaliyet performansı ve mali performans. Mali performans şirketin karlılığı, şirketin büyümesi, yeni yatırımların
yapılması, birleşmeler, şirket satın almaları gibi konuları içermektedir. Mali performans daha çok işletmelerin tepe yönetimlerini ilgilendiren bir
konudur. Karar verme ile yönetsel performans arasında ilişki kurulacağı zaman bu ilişkinin üst yönetim gibi dar bir alanda değil daha geniş bir
alanda araştırılması gerekmek¬tedir. Bu nedenle “yönetsel performans” kavramsal yapısı incelenirken mali performans inceleme alanı dışında
bırakılmış daha çok günlük “faaliyet performansı” konusu üzerinde odaklanılmıştır. Hem ölçüm aracı faaliyet performansına göre temellendirilmiş
hem de alan yazından derlenen bilgiler büyük ölçüde faaliyet performansı çerçevesinde toplanmıştır.
Araştırmanın coğrafi bölge olarak kapsamı İstanbul ilidir. Çalışma zaman kısıtlılığı ve mali imkanlar göz önünde bulundurularak sadece İstanbul
ilinde gerçekleştirilmiştir.
Sektörel kapsam, araştırma bulgularının hangi “kesime” genellenebileceği konusuyla ilgilidir. Araştırma eğitim sektörü ve onun içinde de yüksek
öğretim kurumlarını hedef almıştır. Kamu üniversiteleri ve vakıf üniversiteleri araştırma kapsamı içinde değerlendirilmiştir.
Çalışmanın örneklem birimi açısından kapsamı yüksek öğretim kurumlarında görev yapan bölüm başkanından rektör düzeyine kadar olan tüm
yöneticilerdir. Yöneticiler tanımına rektörler, dekanlar, enstitü müdürleri ve bölüm başkanları alınmıştır. Göçerilmiş yetkiye sahip olmalı ve yönetim
işlevinin asli görevleri olmaması nedeniyle bu yöneticilerin yardımcıları “yönetici” kapsamında değerlendiril-memiş ve araştırma kapsamına
alınmamıştır.
Araştırmanın kısıtlarını geniş bir yelpaze içinde değerlendirmek mümkündür. Burada çalışmayı en çok zafiyete uğratacak birkaç önemli kısıt
üzerinde durulmuştur. Araştırma üniversiteleri temel almış olmakla birlikte İstanbul’da bulunan 30 üniversitenin hepsine gitmek veya üniversiteleri
tesadüfi yöntemle belirlemek mümkün olmamış, ancak izin alınan 10 üniversite üzerinde çalışma yapılabil¬miştir. Araştırma bulgularının bu
nedenle İstanbul’daki üniversitelere genellenebilirlik özelliği görece düşüktür.
Araştırmanın yüz yüze anket yöntemi ile yapılmış olması planlanmasına karşılık örneklem büyüklüğü, zaman yetersizliği ve maliyet faktörü
nedeniyle anketlerin önemli bir bölümü email aracılığıyla katılımcılara doldurtulmuştur. Sağlıklı bir yanıtlama için çeşitli önlemler alınmış olmasına
karşılık katılımcıların anket formlarını hangi ortamda ve nasıl doldurduklarına ilişkin bilgi edinilememiştir. Veriler üzerinde yapılan analizlerde
negatif korelasyon katsayılarıyla karşılaşılması, uç değerlerin işaret¬lenmesi, faktöriyel yapıların kurama uygun çıkmaması anketlerin
doldurulmasında özensiz davranış¬ların olabileceği görüşünü hatıra getirmektedir.
Anket uygulaması izin verilen üniversitelerdeki “tüm yöneticilere ulaşmak” olarak belirlenmişken süre kısıtı nedeniyle o üniversiteye gidildiğinde
ancak ulaşılabilen kişiler üzerinde gerçekleştirilebilmiştir. Bu nedenle bazı üniversitelerde 5 yöneticiye anket uygulanabilirken bazıların 50 gibi çok
daha yüksek rakamlarda uygulanmıştır. Anket uygulama yeknesaklığı sağlanamamıştır.
Çalışmanın bir diğer kısıtı anket geri dönüş oranlarının oldukça düşük kalmış olmasıdır. Katılımcılara 400 anket gönderilmiş bunların ancak %
50’sinden geri dönüş alınabilmiştir. İkinci kez kendilerine hatırlatma yapılmış olmasına karşın ilave 10 anket temin edilebilmiş, fakat daha fazla
anket temin etmek mümkün olmamıştır.
Okuyucu genellenebilirlik özelliğini bir ölçüde kısıtlayan söz konusu faktörleri göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmalıdır. Daha sonraki
araştırmalarda başka tez yazarlarının veya araştırmacıların bu kısıtların etkisini azaltacak çalışmalar yapmasında ve önlemler almasında yarar
vardır.