Lâsitz ve Almanya


Lâsitz (Lausitz); mera, çayır, çimen  anlamına gelen "Luz" sözcüğünden türetilmiş. Almanya sınırları içinde Slav azınlığı  olarak tanımlanan Sorb'ların veya Wend'lerin1 yaşadığı bölgeye verilen ad.  Doğu Almanya'daki Nis ve Spri  nehirleriyle Cottbus ve Dresden  şehirleri arasında kalan topraklar.

Dokuzuncu yüzyılda bu bölgeye Slav halklarından biri olan Sorb'lar yerleşmiş. Milattan sonra 928 yılında Almanlar tarafından zapt edilmiş, 1018'de Polonyalılara kaptırılmış, 1033'te tekrar Almanların eline geçmiş ve Sorb'lar insafsız bir "Almanlaştırma" politikasına tabi tutulmuşlar. Bunun yanında ekonomik kısıtlamalarla yüz yüze gelmişler. 1370 yılından sonra biraz olsun rahatlayabilmişler.

Lasitz, 1635 yılında Saksonya'nın bir parçası olmuş. 1815'te Prusya'ya devredilmiş ama Saksonya'nın yönetimi altında kalmış. İkinci Dünya savaşından sonra merkezi bölgeleri Doğu Almanya'ya bırakılırken doğu bölgelerindeki toprakları Polonya sınırları içinde kalmış.

Britannica Ansiklopedisi nden özetleyerek aldım (Britannica , 2020).
--------
Lusatia, Lausitz, Luzica, Luzice, Luzika..
--------
Wikipedia'ya göre Sorb dilinde  Luziki  "bataklık"  veya "içi su dolu çukur" anlamında. Lusatia  biçimindeki yazılışı sözcüğün Latinize edilmiş hali.

"Çayırlık", "bataklık".  Veya "içi su dolu olan çukurlar".

Göç edip yerleştikleri bölgenin sulak ve bataklık olan coğrafi özelliğine bakınca "buraya ne diyelim" diye birbirlerine sormuş ve  "Luzice  diyelim" demiş olmalılar. Kültürleri, zikirlerine yansımış.  Topografik coğrafyayı adlandırmalarına.
--------
Luziska Nysa,  Sorb topraklarında akan 250 km uzunluğunda bir nehrin adı.

Kutsiya topraklarının kokusunu veren bu isim;

Laz Kadını. Veya,
"Nisa'nın Luzikası" anlamına geliyor.

Tanımlama, Lingam simgesiyle ilgili. Luziska Nisâ, Fallus-Mari (Yoni)  tümleşiğinin akıntısı olmalı. Kültürel arka planda Yoni'ye, Yani'ye, Yâr'e veya tanrı Şiva'nın karısına atıf var. Kim hatırlıyor, kim biliyor? Unutulmuş gitmiş. Çok eski tarihlere uzanan mitik bir hikaye.. "Neisse" şeklinde yazınca Mısır kaynaklı Nisa-Kadın  sözcüğü gizlenmiş mi oluyor? Çek Cumhuriyetindeki
Nizera Dağları'ndan doğduğu için mi bu adı almış? Doğduğu dağın adı Kadın, aktığı nehrin adı Kadın.

Dağ ve nehir ikilisi.  Fallus ile Yoni'nin ayrılmaz birlikteliği. 

Luziska Nysa.
Nysa Klodzka. Nisa ve Kuduzka. Nisa ve Kuduzu
Nisa Kozizka.  Nisa Kocaiska. Nisa ve Kocası.
Nisa Koluçani. Nisa  ve Eş-Canı, Nisa ve Kocası.
Koziska Nisa.  K'ozisika ve Nisa
Glatzer Neisse. Çıplak kafa ve Nisa.
Raging Neisse.. Kuduruk ve Nisa.
--------
Sorblar Almanya'da küçük bir azınlık. Nüfuslarının yaklaşık 60 bin kişi olduğu bildiriliyor. 1700'lü yıllarda sahip oldukları iddia edilen 250 bin nüfusa göre epey azalmışlar.

Gerilere, binli yıllara gidildiğinde nüfusları oransal olarak herhalde çok daha fazla idi. Büyük ölçüde asimile olduklarından Alman toplumundaki Sorb kökenlileri tespit etmek imkansız. Önemli bir bölümü öz kültüründen vazgeçerek bulundukları ülkenin kültür yapısına dahil olmuşlar.
---------
Sorb, Sarb, Surp, Lusatia, Luzice sözcükleri hangi coğrafyanın ürünü?  Sorp'ların kim olduklarından çok, bu tür kelimelerin kaynağını araştırıyorum. Kabileler küçük küçük, farklı topluluklar. Fakat kullandıkları dil, yaşama kültürü, giysileri, yemek kültürü ve inançları geldikleri coğrafya hakkında çok daha fazla bilgi veriyor.
-------
"Dilsel, tarihsel ve etnografik kanıtlar Roma Devletindeki bazı toplulukların köklerini Hint kıtasına kadar götürmekte. Ve aynı zamanda yakın civarındaki Persçe konuşulan topraklara. Avrupa ve Asya'daki değişik Roma dili ağızları, şiveleri ve konuşma biçimleri Romalıların işgal ettiği topraklardaki insanların konuşmalarından ve sözlerinden etkilendiğini gösteriyor. Yaygın görüşün aksine Romalılar Hint gramerini benimsememişler özgün dil yapılarını korumuşlardır. Aynı durum Yiddish  dili için de geçerlidir. Bu dilin Almanca kökeni yoktur, genelde Slav dillerinden etkilenmiş ve daha sonra Sorb'çayla ilişkilendirilmiştir  (Wexler, 2006)."
---------
Sorb, Sırp, Serb, Sarp sözcüklerinin anlamı nedir? Bu sözcükler farklı coğrafyalarda değişik anlamlara sahip olurken arka planda veya coğrafi köken geçmişinde bağ atılabilecek veya çıpalanabilecek bir anlama sahip midir?

Ptolemy'e (100-178 M.S.) göre Serboi  "çoban" demektir. Günümüzde Lusatia bölgesinde yaşayan Sorbları  veya Serbleri  tanımlar (Noack, 2020). O dönemde Roma İmparatorluğu onları Slav  anlamına gelmek üzere Venedi  şeklinde tanımlamıştır. Bölgeye miladi 500-800 yılları arasında iki kabile olarak yerleştikleri düşünülmektedir (Noack, 2020). O yıllarda Vend'ler veya Sorb'lar Tanrıya ve atalarına saygı duyan oldukça dindar bir gruptur. İyilik ve kötülüğü temsil eden iki tanrıya inanmaktadırlar. Veya aynı tanrının iki veçhesine. İyilik ve refah tanrısını  "Bogu", afetler ve zararlar veren kötülük tanrısını ise "Zerna
bog" 2  olarak adlandırıyorlar. Zerna'ya felaket vermemesi için kurbanlar kesilirken Bog'a iyiliklerini arttırması için hediyeler sunuluyor (Noack, 2020). Çok eski yazarlardan Procopius'a göre, Sorb'ların en önemli tanrısı fırtına yaratan Perun isimli figürdür.  Ahşaptan yapılmış, gümüş başlı ve altın bıyıkları olan.  Bir diğer tanrıları Svantovit  dört başlı idi.  Lada  adını taşıyan bir başkası,  aşk ve zevk tanrıçasıydı. Kupola  meyve tanrısıydı. Koleda  festivaller tanrısı, Dazhbog  gün tanrısı, Stribog3 rüzgar tanrısı ve diğer periler, ruhsal varlıklar. (Noack, 2020).

Bu veri ve bilgiler Sorb'ların veya Luzice'lerin Hint topraklarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. En azından belli bir süre o topraklarda  yaşamışlar veya bulunmuşlar.
----------
Hintçede Sorp veya Sarp ile ilişkili olan sözcükler..

Sarpana: Sürünme, emekleme, yavaş hareketlerde bulunma. Yerde sürünme hareketi, kasıka vritti, kayma, çalmak, bir ritüel şeklinde yumuşak bir şekilde hareket etmek, dolambaçlı bir şekilde gitmek, bir okun yere paralel bir şekilde düz gitmesi.  

Hintçede "sarp" sözcüğüyle başlayan ve biten çok sayıda sözcük var.

Başlayanlar;
Sarpana, Sarpanama,  Sharpanavat.

Ve "sarp" ile bitenler;

Abhisarpana, Apasarpana, Atisarpana, Avasarpana, Khasarpana, Manoravasarpana, Parisarpana, Paropasarpana, Pipilikaparisarpana, Prasarpana ve diğerleri.....

Batılılar sarp sözcüğünün "yavaş bir şekilde hareket etme" anlamından yola çıkarak çoban anlamını vermiş olmalılar, fakat Hintçede böyle bir anlam yok.
-------
Ester Yumurtası.

"Şimdiye kadar gördüklerimin içinde en güzeli Sorb'ların süslediği Ester Yumurtaları. Onları harika bir şekilde boyuyorlar. Almanlar Sorb'ların yarattığı pek çok güzel şeyle tanıştılar. Onlardan biri de Ester Yumurtaları'dır.  Doğurganlık ve yeniden doğumu temsil eden dekore edilmiş yumurta geleneği pagan zamanlara kadar uzanıyor. Hristiyanlığa, İsa'nın yeniden doğuşu  anlamıyla sonradan adapte edilmiştir. Sorb'larda Güzel Cuma  tatil günüdür ve yumurtalar o günü boyanır. Bir yumurtayı boyamak kişinin bir saatini alır. Kırmızı yumurtalar aşk ve dostluğu simgeler (German in America, 2020). 

"Bede'nin görüşüne göre Easter  sözü İngiliz ve Alman kültürlerindeki Pagan doğurganlık tanrıçası Eostre'den gelmektedir. Bilim insanları, Bede'nin görüşleri dışında böyle bir tanrı bilmediklerini söylemişlerdir. Easter 'in diğer dillerdeki karşılıkları açısından bakıldığında  İspanyolcada Pascua , Fransızcada  Pasques sözcükleri vardır ki bunlar Grekçe ve Latince  Pascha [Baş]  veya Pasch [B
aş]4 sözcüklerinin dönüşmüş halidir (Huffpost, 2020)."

Sorb'ların veya Luzice'lerin kökenlerini anlamada  Ester Yumurtası iyi bir işaret olabilir. Batılı kaynaklar kelimenin kökenini araştırırken konuyu Grekler ve Romalılarda bırakıyorlar. Hint-Türk kültürüne uzanmak istemiyorlar.  Eostre  dedikleri tanrı adını,  "astir" şeklinde yazdıklarında kalkmış  anlamına geldiğini biliyorlar, ama seslerini çıkarmıyorlar. Öyle anlaşılıyor ki eostre  sözcüğü bizim "astir" veya "hastir" kelimesiyle ilişkilidir. Hafife alma veya basite indirgeme bir gibi niyet taşımaksızın söylemek gerekir ki eostre  veya ester yumurtası  Hint-Türk topraklarına uzanan bir sözcüktür. Sorb'ların bu yumurtayı önemsemeleri ve süslemesine özel bir itina göstermeleri genlerine işlemiş olan Şiva inancı ve Lingam sembolüyle ilgili olmalıdır. Yitirilen eski pagan inanca ait özelliklerin toplumsal bellekte yaşatılmaya devam edilen turfa izleri.  Sorb'ların Ester güzellemesi, Şiva-Lingam'ı bilinç altında kozmik yumurta olarak değerlendirmelerinden kaynaklanıyor. Psikoanalitik bir değerlendirme gibi gözükmesine karşın Hint topraklarında hala sürdürülen Lingam Eggs örnekleriyle paralellik göstermesi etnik kökenlerinin ne olduğundan bağımsız olarak Sorb'ların veya Luzice'lerin inanç ve kültür bakımından eski Hint-Türk dünyası ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
--------
Sorb sözcüğü Surb'dan geliyor olabilir mi?

"Biz onu asla molasses  olarak adlandırmayız. Ona sogrum şurubu  deriz. Lassy surp  veya sadece Lasses. İnsanlar, surp  sözünü kullandıkları zaman
genellikle  molasses 'i kastederler (Williams, 2005).

Tamil dilinde "sorb",  ghee  veya  "arındırılmış tereyağı" anlamında. İçindeki fazladan süt ve sudan arındırılarak tereyağının daha saf hale getirilmiş türü. Türkçede "saf tereyağı", "arındırılmış tereyağı" gibi adlarla anılıyor.  Hindular bu yağı taptıkları Şiva-Lingam'ın başını yıkamak veya sıvazlamak için kullanılıyorlar. Kutsal bir sıvı veya şurup. "Şurup" dememizin nedeni "pekmez" kıvamında olması nedeniyle. Batılılar "melas" adını vermişler. Şekerli bir mamul değil ama kıvamından dolayı "şurup". Orta çağda Hintliler bu yağı sorb  olarak adlandırıyorlar. Sorb  veya surub. Yıllar içinde şurup  kelimesine dönüşmüş olabilir. Şiva'nın başını yıkamak için çeşitli mayilerden ve çiçeklerden yararlanıyorlar. Bazen değişik mayileri karıştırarak "şekerli şurup" da yapıyorlar. Sorp  sözcüğü hem ghee'ye  atıf, hem de mayilerin karıştırılmasıyla oluşturulan  "kıvamlı" sıvılara.

Sorb'un  "tereyağı" dışında başka anlamları da var. Katılmak, birleşmek, emilmek, Tanrı'nın ruhu, bir elementteki başka bir element, içinde çözülmek, emmek, absorbe edilmek, tahrip etmek, ölmek, yok olmak (Winslow, 1862). Bu manalar da, yine "örtük planda" Lingam'la ilişkili değerlendirilme özelliğine sahip.

Sorb'lar acaba "Tanrı'nın ruhunu sıvılar dökerek" kutsayan "şurupçular taifesi" anlamında bir sözcük mü?

Şurupçular, yani Şiva'ya ve onun simgesi olan Lingam'a yıkama-yağlama yapmayı  ibadet haline getiren kişil
er.5
--------
Kha-sarp-ana: Budha figürü veya Budha'nın velilerinden biri.

Demek ki sadece Şiva değil, Budha da işin içinde.. Kasarpana  için gereksiz ayrıntıya girmenin anlamı yok.
--------
Srp, Srpra: Yağlı, düz.  
Sarpa: Serpent, yılan, yılan gibi kıvrılarak akan.
Sarpana: Sürünme hareketi.
Sarpin: Sürünen, kayan.
Sarpis: Saf tereyağı (kayganlaştıran) (Linguistic Society of India, 2008).
---------
Ermenicedeki Surp  kelimesi....  Sarp  veya Sorb  ile ilgili olma durumunun ayrıca araştırılması gerekiyor. Anlamını açık bir şekilde yazmamışlar ama cümle içindeki kullanım biçiminden, "mübarek", "saf"  veya "kutsal" anlamlarına geldiği görülüyor.

Surp Badarak: Mübarek Kurban
Surp Hagop Armenian Cemetery : Kutsal Hagop Ermeni Mezarlığı

Ermeni kilise isimlerinin başında hep Surp  sözcüğünün bulunması onlara özgü bir uygulama. Kendilerini Surp'la ödeşleştirmişler.

Daha önce Sarpa 'nın "yılan" anlamına geldiğini görmüştük. Meğer belirli olguları hayvanlarla tanımlama davudîlerin (aşırı din bağlılarının) sembolik anlatım tarzı imiş. Bu mealde, "yılan" anaks-atum  veya "Lady mother" manasına geliyormuş (Francesca Gazzano, 2014).

Lady mother, İlahî Anne, Ruhani Anne anlamında.

Meryem'in yolundan giden, onu kendisine örnek alan Azize Kadın  demek.
"Dağın Kızı" lakabıyla meşhur olmuş Parvati'nin veya Uma'nın izinden giden azize... İlahi Tanrıça... Sarpa  veya Sorb,  "Ruhânî Anne'ye" veya "Tanrıça'ya" inanan mümin kişi....

Sorb, "yılanın izleyicisi" demek ama o yılan bildiğimiz değil. O yılan, Şiva-Uma birlikteliğini temsil ediyor.

Sorb'lar, İlahî Baba ve İlahi Anne'nin izleyicileri.
Şiva'nın. Lingam'ın.
Maria Nehri'nin. Nisse Nehri'nin.
Yılan gibi kıvrılarak akan "kutsal suyun".
Tan-Tanrıça birlikteliğini ifade eden Lingam Ruhu'nun.

Ermenilerde Surp;  "holy",  "kutsal" veya "mukaddes" anlamında ama bu sözcüğün Hristiyanların diğer mezheplerinde revaç bulmaması dikkat çekiyor. Surp'un pagan dönemlerden kalmış bir sözcük olduğunu düşünüyorum. Tanrıçalar döneminden. Şiva ve Lingam inancıyla bağlantılı bir sözcük.

Sorb'lar, Ermeni kökenli kişiler olmamalarına karşın onlarla kültürel arka zeminleri ortak. Aynada Hint politeizmi ve Lingam figürü var.

Surp  "mukaddes"  anlamına geliyor ve mukaddes  sözcüğü ise 
"kutsanmış kadın" demek... Surp, Sorb, Sırp, Serb, Sarp, Serp sözcükleri hep aynı kapıya açılıyor, Tan-Tanrıça birlikteliğine.... Lingam'a... 
-------
Sorblar, Almanya'nın Luzice bölgesinde yaşayan küçük bir azınlık. Buzdağının görünen kısmı..... Asimilasyon nedeniyle suyun altında kalan asıl büyük kütleyi göremiyoruz. Kaynaştıkları Alman toplumunu Lingam inancıyla ne ölçüde etkiledikleri meçhul.


Hüner Şencan


Notlar

1.
Wend: "Slav" sözcüğünün Almancası.

2. Zırnık kelimesiyle ilişkisi.

3. Sittiribok'tan deyişi.

4. Tamil dilinde "Pasa": Dünyasal bir figür olarak tezahür etsin veya etmesin Zat'ın tamamı. Ruhu, ful potansiyelini sergilemekten alıkoyarak  onu sadece belli bir süre için muhafaza eden, ruhu kısıtlanmış bir şekilde tezahür eden... Tanrı'nın dünyadaki tezahürü olan lider, önder veya kral. Tanrının ruhunu taşıyan kral. Pasa, "tanrı" demek ama ondan kinaye veya onun ruhunu yansıttığı için dünyasal kralların veya liderlerin de Pasa olması.

5. Anadolu'da eskiden Ermenilerin yaşadıkları büyük evlerin bazı odalarında duvara oyulmuş tapınma nişleri vardı.  Hristiyanlığın gelmesinden sonra bu nişlere İsa ikonları yerleştirilmiştir ama olgunun öncesine de bakmak gerekir. Muhtemelen Hristiyanlık öncesinde bu nişlerde tanrı/tanrıça veya Lingam figürleri bulunuyordu. Nişlerin "şerbetlik" olarak bilinmesi enteresan bir olgu. Şerbetlik  veya şurupluk  adlandırmasının izleri Hint kültürüne uzanıyor olabilir.































































.