Lachmu - Lachamu

 

"Babil mitolojisinde  Tiamat,  "tuzlu su okyanusu" kimliğiyle kişileştirilen dev görünümlü dişi bir ejderhadır. O, tüm tanrılar dahil olmak üzere, mevcudatın ilk annesidir. Kocasının adı, yeryüzündeki "tatlı suları" kişileştiren tanrı Apsu'dur. "Tatlı su"  ile "tuzlu suyun" birleşmesinden ilk tanrı çiftleri doğar. Bunlar Lachmu [Lahmu] ve Lachamu [Lahamu] > Ansar [Anshar] ve Kisar [Kishar] 'dır. Onlardan da Anu  ve Ea  doğmuştur." (Diskutime-shqiptare, 2021)

 

"Hikaye şöyle başlar:  Gılgamış, ilim ve irfana sahip büyük bir insandı.  "Derinleri gören.." [Derinlik = nagbu [necib]. İrfan tanrısının kozmik bilgi alanını, Ea'yı]. "Gılgamış, diğer bütün kralların üstünde olan biri idi.".... Büyük Uruk / Erech  şehrinin surlarını  o yaptı ve içine tanrıça İştar  ve Anu 'ya adanmış Eanna  (Ana) tapınağını inşa etti. Tüm çabalarını ve faaliyetlerini bir lapis lazuli  tableti üzerine haketmişti. Tablet Uruk  şehrinin büyüklüğünü, onun yüksek duvarlarını ve Yedi Bilge insanın temellerini  attığı ahlaki ilkeleri incelemeye davet ediyor, Gılgamış'ı genç bir kral olduğu ilk zamanlardan itibaren anlatmaya başlıyordu." (Diskutime-shqiptare, 2021)

 

"Gılgamış, tanrılaştırılmış kral Lugalbanda  ve Ninsun 'un ("Vahşi İnek Leydi", küçük tanrıça, üçte iki tanrısal özelliğe sahip olan) oğludur. Tanrıların anası (Aruru , Belet-ili) tarafından kendisine insan sureti verilmiş ve Nudimmud  (Ea) tarafından mükemmel bir hale getirilmişti.  Harika bir güzelliğe ve fiziksel yeteneğe sahipti. Su kuyuları açtı, Nuh Tufan'ında tahrip olan ibadet merkezlerini yeniden ihya etti. (Diskutime-shqiptare, 2021)

 

"Damascius  bize şu bilgiyi verir.. Tauthe (= Tiamat) ve Apason (= Apsu) şu tanrıların ebeveynidir: 1. Moumis (= Mummu);   2. Lache (= Lachamu) ve Lachos (= Lachmu); 3. Rissare (= Kişar) ve Assoros {= Anshar).

 

Son iki tanrıdan  Anos (= Anu) veya Illinos (= Enlil) ve Aos (Ea) doğmuştur.

 

Damascius'un Babil Yaratılış Destanı 'nın ilk tabletinde yer alan bu ifadeyi yorumlama otoritesine güvenerek, Tiamat ve Apsu'nun "suları bir araya geldiğinde" Lachmu  ve  Lachamu 'yu  ortaya çıkardıklarını  öğreniyoruz." (Radau, 1903)

 

"Lachmus  ve Lachamus ile ilgili üç şey söyleyebiliriz: (1) An-Şar ve Marduk'un ebeveynidirler. (2) Tiamat ve diğer yaratıcıların düşmanıdırlar, (3) Lachami,  Tiâmat'ın on bir yardımcısından biridir. [...] İlu Lachma  ve  ilu Lachama,  ilu  Anu-um  ve An-tum  ile tanımlanmıştır. Üçüncü listede ise, öyle görülmektedir ki İlu Lachma,  ilu Anu  olarak semaların ve yeryüzünün tamamını temsil eder."  (Radau, 1903)

 

"Apsu (veya Sümer dilinde Abzu , Ab = su,  zu = uzak) Mezopotamya mitolojisinde yeryüzü ve yeraltında depolanmış olan temiz su depolarının adıdır. İnanışa göre Apsu 'nun  ortaya çıkması için göller, nehirler, kuyular ve yer altı  su kaynakları önemlidir. Sümer dininde  Abzu  tek tanrı olarak kişileştirilmiştir. Sonraki Akad, Babil ve Asur dinlerinde de durum böyledir. Abzu,  kadim halklara ait Doğu tanrılarının bir örneğidir ve evrenin kurucusudur." (İtaliawiki, 2021)

 

"Abzu,  dünya yüzeyinin altında yer alan saf (tatlı) su okyanusudur ve 'ilah olarak' kişileştirilmiştir. Bu okyanus tanrısının 'meskeni' onun adını taşır ve dünyanın derinliklerinde bulunur. Tüm saf suların kaynağı olan Apsu gizlidir. Yedi  Abgal  olarak bilinen manevi varlıklar  ondan türemiştir."  (İtaliawiki, 2021)

 

"Babil yaratılış öyküsünde adı geçen  Enuma Elish  tatlı sudan mamul, canavarca özelliklere sahip ilksel tanrı Abzu 'dur. Orada,  tuzlu su yaratığı olan bir diğer ilksel tanrı Tiamat (herkesi doğurtan) vardır ve Abzu'nun sevgilisi olarak ortaya çıkar . Abzu  ve Tiamat  yaratılış olgusundan çok önce var olan en eski varlıklardır. Abzu  ve Tiamat,  adları dışında hiçbir şey bilinmeyen Lachmu  ve Lachamu  gibi birkaç tanrıyı daha doğururlar. Abzu  bir gün Tiamat'a, yavrularının gürültü yapmalarından dolayı uyuyamadığından şikayet eder ve onları yok etmek istediğini söyler. Tanrıça Tiamat  bu teklifi reddeder, ancak Abzu'nun danışmanı Mummu  onu destekler. Birlikte, çocuk olan tanrıları öldürme planı yaparlar. Enki  konuşmalara kulak misafiri olur ve onların planlarını bozar. Tanrı Abzu'yu derin bir uykuya daldırarak öldürür ve danışmanı Mummu 'yu yakalayarak hapseder. Böylece Abzu'nun evini ele geçirir. Artık tatlı suların  'Efendisi'  Enki 'dir. Ancak Apsu'nun eşi tanrıça Tiamat  intikam almaya yemin eder ve yeryüzü tanrılarına savaş açar."  (İtaliawiki, 2021)

 

"Edward Pococke, 'Yunanistan'daki Hindistan ' adlı kitabında, Kenanîlerin Mahabharata Savaşı 'nın yarattığı yıkımdan sonra Hindistan'dan batıya göç eden Kanha  veya Tanrı Krishna  halkı olduğunu belirtir. Büyük ölçüde gerçeklik payı olan bu tezi Jewish  Encyopeadia  da doğrulamaktadır."  (Raina, 2021)

 

"Richard R. Losch, 'Dünyanın En Güzel Bölgesi Kenan: İncil'deki Yerler İçin Rehber ' adlı kitabında, Amarna Mektupları 'nda geçen Bit Lahmi  adının izini Akkad'ın doğurganlık tanrısı Lachmo 'ya kadar götürür. Akad medeniyeti MÖ 3000'li yıllarda gelişti. Kenanlılar, Akad Tanrısı Lachomo 'ya, Lachma  ve karısına ise Lachama  adıyla tapıyorlardı. İbraniler İsrail'e gelmeden yaklaşık 1000 yıl önce, Kenaniler şimdi Beyt Lachama  kasabasındaki 'Doğuş Tepesi' olarak bilinen yükseltide tanrıya tapınmak için bir mabet inşa ettiler. Beyt Lachama  doğurgandı ve 'iyi bir su kaynağına' sahipti."  (Raina, 2021)

 

"Yahudiler bölgeye göçmen olarak geldiklerinde doğal haliyle Kenanlıların tanrısı Lachma 'ya tapmayacaklardı. Bu nedenle mevcut tanrı-tanrıça yorumlarını çarpıtmaya başladılar."  (Raina, 2021)

 

"Kenanilerin Beyt Lachma  sözü 'Tanrı Lakhmu'nun Tapınağı ' anlamına geliyordu. Ama bu anlam daha sonra İbranice ve Aramice'de 'Ekmek Evi ' ve Arapçada 'Et Evi ' olarak değiştirildi."  (Raina, 2021)

 

"Lakhmu  sözünün etimolojisi veya tanrının neden bu isme sahip olduğu bilinmemektedir. Ancak bazı ipuçları, Vedik tanrılarının yerleştirildiği Hint panteonunda bulunabilir. Aşağıdaki Kenan kültüne ait resimden de anlaşılacağı gibi, Kenan tanrıları Hindistan ile ortak köklere sahipti."  (Raina, 2021)

 

"Kenan tanrısı Lachmu  ve tanrıça Lachamu 'ya yakınlığı olan iki Vedik tanrısı veya figür vardır. Hint kutsal yazılarında iyi bilinen bu iki isim şunlardır: Birincisi tanrıça  Laksmi  zenginlik ve refah tanrıçası ve ikincisi Sri Rama'nın erkek kardeşi olan  Lakshmana.... Sanskritçe'de 'Lakshmi' zenginlik, servet  veya işaret  anlamına gelir. 'Lakshman'  sözü ise şanslı  veya  talihli  manasındadır." (Raina, 2021)

 

"Kenan ilinde (şimdiki İsrail) Yahudi öncesi dönemden gelen isimlerin Hint kökenli olduğu tartışılamaz. Kenan ili, Amarna Mektupları 'nda ' Kinahhu '  olarak anılırken, Mısır Yeni Krallığı'nın diğer kaynakları 'Ka-na-na' denen yerde yürütülen çok sayıda askeri kampanyadan bahseder... Tüm bu eski isimler    ' Kanha ' adıyla aynıdır.  'Kanan'  ve 'Kishen'  olarak da bilinen Sri Krishna 'nın adıyla.."  (Raina, 2021)

 

"Finike'nin doğusunda, adını Celile Denizi'nden alan Gallile Eyaleti  vardır. Sanskritçe'de 'sara' sözü  'göl'; 'sarat' 'akan'  ve  'sarita' sözü ise 'nehir' anlamına gelir. 'Ganasara' kelimesi 'ganî su' anlamındadır. Gana 'derin' veya 'muazzam' su miktarına işaret eder."  (Raina, 2021)

 

"İsrail'in en büyük nehirlerinden biri Kishon  veya Kishen  olarak bilinir. Kishon,  Fenike topraklarında akar. Aynı bölgede 'Ramah'  ve 'Kanah' kasabaları vardır. Ayrıca Judea  eyaletinde 'Ramathiam' adlı bir kasaba daha bulunmaktadır. Yahudiye'de Fenike'den farklı olarak 'Ramah' adında başka bir kasaba vardır."  (Raina, 2021)

 

"Bu nedenle Beyt Lachamo 'nun adını Sri Rama 'nın kardeşi Lakshmana 'dan almış olması ihtimal dahilindedir. Ancak Beyt Lachamo  bolluk ve refah bölgesi olduğu için, Vedik tanrıçası  Lakshmi 'den de geliyor olabilir. Fakat asıl soru şudur; Veda inancının isimleri Kenan topraklarına nasıl ulaştı? Yahudi Ansiklopedisi,  Aristoteles'in öğrencisi olan ve doğu kültürleri üzerine kapsamlı bir şekilde MÖ 320 civarında yazılar yazan Soli'li Clearchus 'un yazılarına atıfta bulunarak Aristoteles 'in İbrani toplumunun Hint filozoflarının torunları olduğu görüşünde olduğunu belirtir. Hindistan'daki filozoflar kendilerine  Kalani  diyorlardı ve Suriye'deki Yahudiler de öyle.. Bu adı Hint topraklarında yaşadıkları bölgeden dolayı almışlardı. Yakın zamanlarda (yaklaşık MS 1100 yılında) benzer bir adla tanınan Hint filozoflarından biri, Hindistan'daki eski kralların tarihini anlatan Rajatarangini 'yi yazan kişinin adı da Kalhana 'dır.  (Raina, 2021)

 

"Tiamat, Mezopotamya inançlarında (Sümer, Asur, Akad ve Babil) genç tanrılar üretmek için Abzu  adlı tatlı su tanrısı  ile çiftleşen, okyanustan gelen ilksel zamanların tanrıçasıdır. Kadın olarak tasvir edilir. İlk yaratılış dönemindeki 'kargaşanın' simgesidir.  Işıl ışıl parlayan biri olarak dişinin güzelliğini temsil eder. Tiamat  mitosunun iki yönü vardır. Birincisi, tuzlu ve tatlı su arasında gerçekleşen "kutsal evlilik" yoluyla, onun birbirini izleyen nesiller boyunca evreni barış içinde yaşatan bir tanrıça olmasıdır. İkinci yönünde ise ilksel dönemde yaşanan kaos ortamının canavarı olarak betimlenir. Bazı kaynaklarda deniz yılanı veya ejderha resimleriyle görselleştirilmiştir." (İtalkit.co.i, 2021)

 

[Tiamat, Tauthe, Dudu, Tetova, Zahmet, Samed, Sâimed, Sâime, Zeamed, Zimmed, Talat, Talas, Tıymet, Kıymet, T'hom, Tohum (ocean),  ...?]

 

"Burkert, Tethys  sözü ile dilbilimsel bağlantı kurarak devam eder. Daha sonraki form  talatth 'ı, Yunanca  tha-Lassa, (deniz) kelimesiyle ilişkilendirir. Babil destanı Enuma Elish  adını eserin başlangıç bölümünde yer alan birkaç cümleden dolayı alır:  Ne zaman ki çok 'yukarılarda' semalar, ne de 'aşağılarda' dünya yokken, Apsu tatlı su okyanusu yani 'ilksel yaratıcı' oradaydı ve aynı zamanda 'tüm mevcudatı yaratan' tuzlu su denizi Tiamat da.. İkisi bir araya gelip 'sularını karıştırdılar'.. ".

 

Mezopotamya topraklarında dişi tanrıların erkeklerden daha yaşlı olduğu düşünülmekteydi. Bu yüzden Tiamat, 'Nammu inancının' sulu yaratıcı gücü  ve dişilik prensibi,  yer altı dünyası ile güçlü bağlantılara sahipti.  Ea / Enki  adı verilen tanrının ortaya çıkması bu ilişkinin sonrasına aittir." (Exequy's Blog, 2021)

 

"Harriet Crawford, "suların karışması" hadisesini Arap akiferinden  gelen tatlı suların denizden gelen tuzlu sularla buluştuğu Basra Körfezi'nin doğal bir özelliği olarak görür. Bu nitelik, özellikle Arapçada adı "iki deniz" anlamına gelen ve Sümerlerin yaratılış inançlarının çıktığı Dilmun - Bahreyn bölgesi için geçerlidir. Burada tuzlu ile tatlı sulara ait yoğunluk farklılığı algılanabilir bir niteliğe sahiptir."  (Exequy's Blog, 2021)

 

"Tiamat,  modern yazarlar tarafından genellikle bir deniz yılanı veya ejderha olarak tanımlansa da, bu tür yaratıklarla açık bir ilişkinin olduğunu gösteren veya kimliğinin tartışıldığı eski metinler yoktur. Enûma Elish,  Tiamat'ın ejderhalar ve yılanlar doğurduğunu özellikle belirtir, ancak akrep adamlar ve deniz insanları da dahil olmak üzere daha geniş ve daha genel bir canavarlar listesine dahil edilirler. Hiçbiri çocuklardan herhangi birinin anneye veya suda yaşayan canlılara benzediğini ima etmez. [...] Tiamat 'ın çok başlı bir ejderha olarak tasviri, onu Lotan  benzeri mitolojik karakterlerle ilişkilendiren Dungeons & Dragons rol yapma oyununun bir fikstürü olarak 1970'lerde popüler hale gelmiştir."  (Exequy's Blog, 2021)

 

"Thorkild Jacobsen ve Walter Burkert, erken bir form olan ti'amtum  sözünden yola çıkarak onun Akadça  deniz  anlamına gelen tâmtu  kelimesiyle bağlantılı olduğunu savunurlar. Tiamat  Sümerce ti,  "yaşam"  ve ama  "anne" sözcüklerinden de türetilmiş olabilir.

 

Burkert, Tethys  sözcüğü ile dilbilimsel bir bağlantı kurmaya çalışmıştır. Daha sonraki  talat  formu, Yunancadaki thalassa  "deniz"  kelimesi ile ilişkili görülmüştür. Bunun yanında Tiamat 'ın Batı Semitik  tehvum  "derinlikler, uçurum" sözcüğüyle aynı kökenli olduğu iddia edilmiştir.

 

Tiamat, Tiahamtu, Baau, Bis-Bis, Hubar, Mammu-Tiamat, Omorca, Omoroka, Tamtu, Tauthe, Tehom, Thalass, Thalassa, Thalatth, Thamte, Thlavatth, Tiawath, Tisalat, Ummukhubar olarak da bilinir." (Allaboutdragons, 2021)

 

"Anshar  elçisi Gaga'yı Marduk'un ebeveynleri Lachmu  ve Lachamu 'ya göndererek onları oğullarına üstün güç verilecek kutsal kabuslar toplantısına davet etti. Tüm tanrılar tören salonunda toplandılar.." (CSES, 1960)

 

"Lahamu,  ilksel çamurdan yaratılmış Babil tanrıçasıdır. O ve ikizi, ki aynı zamanda kocası olan Lahmu,  Tiamat - Apsu  birlikteliğinden doğan ilk tanrılardı. Lahmu  ve Lahamu daha sonra doğacak olan Kişar  ve  Anshar 'ın ebeveynleriydi. Son ikisinden  Anu / Anos [dişi karşılığı Anah, Anatu] doğdu ve sonraki tanrıların kralı oldu. Tanrıça Lahamu,  sol tarafındaki Lahmu  gibi ya bir yılan, ya da başında altı buklesi olan bir kadın şeklinde tasvir edilmiştir. Çamurlu olan anlamına gelen Lahamu  yazında Lachamu,  Lakhamu,  Lamamu  ve Lachos  olarak da ifade edilmiştir." (Aratta.wordpress, 2021)

-----

Sözcüklerin soy kütüğünü çıkarmak zor. Yazı ve ses benzerlikleri bir yere kadar bilgi veriyor ama araştırmacıyı hedeflediği mükemmel bilgiye ulaştırmıyor. Lachmu-Lachamu  terimlerinin Lah'mu-Laha'mu  şeklinde okumasıyla bir taraftan İ'lah  ve  İ'lahe (İlaat)  sözcüklerine ve diğer taraftan  da Lach, Lak, Lakhamu, Las, Lasu  sözcüklerine ulaşılabilir. Belli bir kültür coğrafyası ve iki üç bin yıllık uzun bir dönemde gelişen bu kelimelere nedensellik bağı kurmadan "insanlığın ortak etkileşim ürünleri" olarak bakmak gerek...... O dönemde yaşamış bir topluluk veya kabile Lachamu  için aynı anlama gelmek üzere bütünüyle farklı bir sözcüğü tercih etmiş de olabilir. Yunanlıların  Afrodit  adlı meşhur tanrıçalarının  Laconia  veya Lachamu  'dan başkası olmadığı anlaşılıyor. Hint dünyasındaki Şiva ve Laksimi 'nin... Komşu köyümüze kadim tarihte verilmiş bir ad olan, Lakhana 'nın da..

 

Mezopotamya topraklarının kültürü hem Hint coğrafyasını, hem de Fenike ve Suriye'yi besliyor. Fakat Hindistan 'da (veya Tanrıça Kıtası 'nda) yaşayan, oraya göç eden insanların Lachmu-Lachamu kavramsallaştırmasına herkesten daha çok sarıldıkları anlaşılıyor. Tanrıçayı özümsüyor ve içselleştiriyorlar. O kadarla da kalmıyor, türevlerini üretiyorlar..... Lachmu  ve Lachamu  terimlerini kırk farklı renge boyayıp ihraç ediyorlar. Fenikeliler, bir taraftan Sümerlilerin diğer taraftan da Brahma'nın, Buddha'nın, Şiva'nın, Vişnu ve Krişna'nın etkisi altında.... Fenikeliler  veya Denizciler  Hint etkisinin ağırlık kazandığı "tanrıça" inancını gemileriyle Karadeniz'e, Yunanistan topraklarına, İtalya ve İspanya'ya taşıyorlar. İngiltere'ye ve Fransa'ya.... Bir başka kol olan Etrüskler ve adlarının çokluğuyla zihnimizi karıştırma ihtimali bulunan  çok sayıda Orta Asya kavmi, Karadeniz'in kuzeyinden ve Rusya topraklarından geçerek Balkanlara ve Avrupa'ya geliyor, beraberlerinde Lacu-Laconi, Lûs-Lûsi kavramlarını taşıyorlar. Dahası, Lacu ve Lusi 'lerle yetinmeyip yeni tanrıça adları üretiyorlar. Böylece Hint-Fenike kaynaklı tanrıça adları, bölgesel tanrıça adları ve Hint-Orta Asya temelli tanrıça isimleri birbirine karışıyor. Lace, Lase, Lakke  gibi sözcüklerin kaynağı büyük bir ihtimalle öküz  ve  inek  kelimelerinden türetilmiş olan Lachmu  ve Lachamu....

 

 

Hüner Şencan