Etrüsk'lerde Lasa Vegovia

Lasa Vegovia veya Lasa Vecu, Latin literatüründeki resim ve yazılı metinlerden çok iyi bilindiği gibi Etrüsklerdeki kadın peygamber anlamında. Romalılar, kadın peygamberleri veya kadın vaazcıları1 Nymph2 Begeo3 veya Vegoia4 (Nurlu İlahe) şeklinde adlandırıyorlardı. Nimf-Bego'lar genellikle "yaratılış" hakkında konuşurlardı.  Milattan önce dördüncü yüzyılda altın süslemeli bir aynanın arkasına resmi hak edilmiş ve kendisinden Lasa Vecu [Vaazcı Laz, Vaazcı Kadın, Bacı Kadın, Bâce Kadın, Kendini Tanrıya adamış Kadın, Mürşîde Kadın, Okuyucu Kadın] olarak söz edilmiştir.  Kelime muhtemelen daha sonraları Latinceye Nymph Begeo olarak çevrilmiş olmalıdır. Lasa; farklı anlamlarda kullanılabilen, genel, umumi, kapsayıcı veya  "jenerik" bir sözcük. "Hûri" veya "bekar kız" görünümlü ilahe kadın anlamına gelmekle birlikte "ruh" veya "ruhani" olarak da değerlendirilebilir. Bunun yanında "Lasa"dan erkek olarak söz edilen yerler vardır (Grummond, 2006).
-------
Fraser'e göre, Etrüsklerin Feronya (Feronia) adlı bölgesi saygın bir konumdaydı. Bunun nedeni sadece tanrıça Falerii sebebiyle değil aynı zamanda kendisine tapınılan bir mabedi içinde barındıran Etrüsk kasabası Losna'nın5 da bu bölgede bulunmasıydı. Kasabanın adının Losna olması Feronia'nın "şafağın sökmesi" anlamına geldiğinin açık kanıtıdır. Greklerde los veya las ışık anlamına gelirdi (Leland, 2007).
---------
Milattan önce sekizinci yüzyılın başlarından MÖ III. Yüzyıla kadarki 500 yıllık sürede etkin varlık gösteren Etrüskler, İtalya yarımadasının kuzey batısında, Toskana adı verilen bölgeye yerleşmişlerdi. Romalılardan önce  o bölgede Etrüskler hakimdi. Kökenleri hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Büyük ölçüde Greklerden etkilendiler, fakat aynı zamanda yakın çevrelerindeki toplumları ve Romalıları da etkilediler. Haklarında yazılanlar çoğunlukla Romalıların aktardıkları... Milattan önce 700'lü yıllarda, ilk yazıları ortaya çıkmasından itibaren 'Etrüskler' diye adlandırılmaya başlandı. Dilleri Hint-Avrupa ve Ortadoğu dillerinden farklı, tercüme edilmesi zor.  Milattan önce üçüncü yüzyıldan itibaren zayıflamaya başladılar ve birinci yüzyılda Roma İmparatorluğu içinde asimile oldular (The Art of the Etruscans, 2020).
----------
Etrüsk'lerin Grekler ve Latinlerde olduğu gibi  "Baş-Tanrıları" vardı. Nasıl ki Greklerin Baş-Tanrısı Zeus ve Latinlerin Jüpiter ise onların Baş Tanrılarına Tin (Sin) veya Tina (Sina) deniyor ve  bu sözcükler "aydınlık gün" anlamına geliyordu. Tanrı; sakallı, dev gövdeli ve elinde yıldırım tutan bir figür olarak resmedilmişti.  Tina'nın, Greklerin Hira veya Latinlerin Lûna (Juna)  diye adlandırılan tanrıçalarıyla ilişkili Uni (An / Ana olabilir)  adlı bir eşi vardı. Bunun yanında başka tanrıçalar da vardı. 'Doğan Güneş' anlamına gelen Fersâ-na (Phersipnai - Ferdâna, Ferdane), Ayta (Aita, Ayça, Ay-Ana), Vay6 (Vei, Ve, Vah7, Vî), Gülsu (Culsu, Gülsüm, Kalsu, Kalsın, Kalsun, Kapı-Ana) ve daha küçük tanrıçalar olarak görülen  Lasa Ana'lar. Achavisur,  Alpanu (Alp-Anu, Al-Banu), Zipna (Zîf-Ana, Çiçek-Ana, Eş-Ana, Zayıf-Ana, Çirkin-Ana).  Cel Ati (Toprak Ana, Cel8 Ade9), Menerva (Minerva, Men-Ervah, Ruh-Anam). (Encyclopedia, 2020).
-------
Etrüsklerin milattan önce 600'lü yıllardaki kümbet mezar odası boyalarında perileri temsil eden "küçük kanatlı varlıklar" olduğu görülmüştür. Etrüskler bu varlıklara Lasa diyorlardı. Kelt sanatındaki peri imgeleri Roma işgalini takip eden Hristiyanlık döneminde daha da arttı. Etrüsk sanatında Lasa'lar insan biçimli, tanrı ve tanrıçayı birlikte temsil edecek şekilde resmedilmişti. İnsan biçimli küçük Lasa perisi bir tütsü kabı veya sunu kâsesi üzerinde uçuyor gibi gözüküyordu. Lasa figürü atalardan gelen eski inançlarla ilgiliydi ve daha çok Etrüsk mabetlerinin içinde bulunuyordu. Sonraki yıllarda Romalılar, Lasa inancını kendi içlerinde erittiler ve onu büyük ölçüde değiştirdiler (Grimassi, 2003).
--------
Lasa ve Mean, eski Mısır anıtlarında, ölüye  hakkında alınan kararların okunduğu taş oyma kalemi ve papirüs kağıdıyla temsil edilir. Lasa, belki "nazik biri" anlamındadır. Las ve lasy 'nazik', "yumuşak" anlamlarına gelir. Macarcadaki lassa, lassan sözcükleri de aynı anlamdadır. Samojed'ler ve Ostiak'lar arasında losi, los, luoso, luos, loh,  lonch  kelimeleri kendilerine tapınılan tanrılar anlamına gelir ve Şaman'ın teklif yapmaya hazır olduğu hizmet edilebilir ruhlar olarak değerlendirilir. Fakat Hristiyanlık ve İslamiyet'in gelmesinden sonra eskilerin tanrı inancı haleflerinin şeytanı olarak ortaya çıktı. Böylece Yenisey topraklarında Lütze "şeytan" olarak değerlendirildi ve Samjed'te loose sözcüğü de  aynı anlamda kullanılmaya başlandı.
Türkçe fonetiğinde Finlilerin l sesi j sesiyle karşılanır. Lasa sözcüğü bu yüzden "yargılama" ve "ceza" anlamına gelen Jaza (ceza) oldu. Bu anlam bizi Çinlilerin  le "kader" sözcüğüne götürür ki, muhtemelen orijinal kaynağı Etrüsklerdir
Etrüsk tanrısı Mean10 ölülerin ruhlarını yargılamaktan sorumlu, kendisine hesap verilen koruyucu ruhtur. Hali hazırda Mean ve Kuli  Sibirya'da nazik olmaktan çok kötücül özellikleriyle öne çıkan küçük (minör) tanrılar olarak bilinir. . Ataların ruhlarına Manes, Lares11, Lemures adlarıyla tapınma Etrüsklerden Romalılara geçmiştir ve Roma inancının bir parçası haline gelmiştir (Taylor, 1874).
-------
Tavanın (patera) sapı, kanatları olan güzel bir kadın figürü şeklinde yapılmış. Muhtemelen Etrüsklerin Lasa'sıdır. Melek benzeri bu yaratık Etrüsk tanrıçası Turan ile ilişkilendirilir (Greklerin tanrıçası Afrodit). Fakat aynı zamanda çocukların ve masum mağdurların koruyucu meleği, onlara yol gösteren rehber. (Richard Daniel De Puma, 2013).
-------
Lares, Etrüsk orjinlidir ve muhtemelen ölülerin ruhlarını temsil eder. Bunun yanında toprağa bağlıdır. Hane halkı ve devlet açısından tapınma öğesi olarak önemli bir role sahiptir. Lengüistik olarak Lasa ve Lares sözcükleri birbiriyle ilgili olabilir (Lasa, 2020).
-------
Vegoia (Begoia, Bacıya, Bacı) Etrüsklerin aydınlanma ve yaratılış hakkındaki yazılarına (Libri Vegoici ) ilham veren "Lasa Vecuvia" (Laz Bacı) adındaki peygamberi veya tanrıçası (Grummond N. T., 2020).
--------
Uzun söze hacet yok. Etrüskleri daha yakından tanımamız gerekiyor.

Hüner Şencan

Dipnotlar
1. Vecu sözcünün Hintlilerin veda veya bega kelimesinden geçmiş olma ihtimali var. Vecu, Vedu "vaaz veren" kişi anlamında.  Begu ile ilintili olması halinde Bag adlı tanrıçaya merbut, ondan söz eden kadın.
2. Lasa'nın karşılığı olarak kullanılan Nymph [Nimf] sözcüğü; nebi, mürşîde, huri, melek, kraliçe, nurdan, nur tanesi,  mâcit (kadın magi, kadın mâci), veya peri anlamında.  Absar veya absara... İlahi gözle gören, bilen ve söyleyen melek yüzlü, nur yüzlü kadın. En genel kullanım biçimi "kadın" veya "dişi" manasında.. Okuyup üfleyen kadın.
3. Begeo, Bageo, Bago: Sıddık, doğru, dürüst olan kişi, aynı zamanda tanrı veya tanrıça, ibadet edilmeye veya yolundan gidilmeye değer olan.
4. Eskiden Rize ve Trabzon taraflarında yaşlı kadınlar endişelendikleri veya dikkat çekmek istedikleri zaman "Vika Vika" diye seslenirlermiş.   Vegoia ve Vika kelimeleri aynı sözcük. "Aman tanrım" anlamında. Veya "aman tanrıçam." Veya "Doğru ol, doğru yoldan git." anlamında.
5. Losna: Sözcüğün "Los-ana" veya "los'umuz" anlamlarıyla ilişkisini araştırmak gerek. Bu çerçevede Arnavutluk'taki "Lushnja" veya "Lusanya" şehri dikkatimizi çekiyor. Metindeki şehirle aynı olup olmadığı şüpheli. İsveç'de Losna adlı bir gölün bulunması. Ve Losna'nın aynı zamanda boşluk, oyuk, düzlük anlamına gelmesi. 
6. Dilimizdeki "vay vay vaaay", "Vay canına" seslenişleri.
7. Vah, Vah. sözcüğünü hatırlıyoruz. "Allah, Allah" ikilemine ne kadar çok benziyor.
8. Cel sözcüğünün cag sözcüğüyle ilişkisinin araştırılması gerekiyor. Erzurumluların 'cag kebabı' yer kebabı olarak tanımlanınca bir ilişki varmış gibi gözüküyor.
9. Ade: Annenin yaşça en büyük kızı. Rumeli topraklarından göç eden annemler memlekette ablalarına 'ade' diye hitap ediyorlar.  Ade, 'ata' sözünden bozulma olabilir. Başka dillerde ate veya ati 'anne' anlamında.
10. Mean, maun: Yaşatan, besleyen, desteleyen. Besleyip büyüten ruh. Maniizm diniyle ilgili olan.
11. Antalya'daki "Lara" plajı geliyor aklımıza.