Tel İçi Mahallesi
"Mahallesi" dedim ama, biz orayı hiç bir zaman "mahalle" olarak görmedik. Koloni Evleri derdik. Aslında burası fabrikada çalışan memur personelin belli bir süre kalarak yaşaması için yapılmış özel bir site idi. Etrafı örgülü kafes telleriyle çevrilmiş olduğundan halkın ağzında Tel İçi olarak bilinirdi. Biraz okumuş kesim Koloni Evleri derdi. Fakat 100'den fazla kişi yaşadığı için aslında orası da bir mahalle idi.
Alpullu'da bir "mahallelerde" yaşayanlar vardır ve bir de "Tel İçinde"... Bir zamanlar Tel İçinde yaşamak farklı ve ayrıcalıklı olmak demekti. Orada yaşıyorsanız, yaşamışsanız kendinizi bir "tık" farklı hissederdiniz. Belki herkes için geçerli değil ama, biraz öyleydi.
Giriş kapısı askeriyenini "nizamiye kapısına" benzerdi. Biz ya Bekçi Kulesi derdik veya Koloni Kapısı... Giriş kapısında inip kalkan bir engel vardı. İzin alınmadan, uygun niteliklere sahip olmadan içeri girilmezdi ve hala da öyledir. Bu kapıda her zaman iki kişi olurdu ve resmi kıyafetler giyerlerdi. 24 saat nöbet tutarlardı. Gece saat kurar ve bütün gece uyumazlardı. Onlardan çekinirdik. Resmi ve soğuk kişilerdi, çünkü "devleti temsil ederlerdi". Kolonide yaşayanlar için bir sorun yoktu. Babam anlatırdı. Fabrikada ve çiftlikte çalışırken babama da buradan ev teklif etmişler ama babam kabul etmemiş ve oraya taşınmamış.
Giriş kapısından yukarıya doğru uzanan caddenin adı Zübeyde Hanım Caddesi. Burası ana cadde. Al tarafındaki paralel Caddenin adı fabrikanın kurulmasında emeği geçen
O vakitler Koloni Evlerine yerleşenler 5 yıllığına o evlerde otururlarmış. Beş yıl sonra çıkarlar ve yerlerine başka birileri gelirmiş.
Koloni evleri çeşit çeşit. Ben sanki üç dört çeşit görüyorum gibi. Bir grubu köşk şeklinde. Bir grubu iki katlı. Bir grubu kaliteli. Bir grubu gelişmiş bir mesken şeklinde ve diğerleri biraz daha halk tabakına hitap eder gibi. Şöyle okuyorum: Fabrika müdür ve müdür yardımcılarının evleri, yüksek mühendislerin ve şeflerinin evleri, düz memurların evleri.
Kolonideki evler de hiyerarşik bir sıralamaya tabi... Aynı örgüt hiyerarşisi gibi. Bu günlerde büyük çoğunlğu boş.
Evleri Macarlar ve Almanlar yapmışlar. Hepsi geniş bahçeli, çitli, ağaçlarla dolu tam yaşanacak mekan şeklinde. Evlerin bir kısmı mimari açıdan özellikli ve tarihi bir değeri var. Bir mimarı getirip bu evlerin bir analizini yaptırmak gerekiyor. Çatı sistemleri açısından, pencere sistemleri, ısıtma sistemleri, bina inşaat sistemleri açısından. Bunlar sıradan evler değil.
Kolonide 122 ünite bina var. Bunlardan yaklaşık 7 tanesi değişik sosyal amaçlar için yapılmış insanların yaşamasına yönelik 115 daire var.
İçinde golf sahası, tenis sahası, yüzme havuzu, sinema, restoran (biz yabancılardan dilimize geçtiği gibi gazino) diyoruz, ergene köşkü, büyük köşk, çiçek serası, hastane, bekçi kulubesi var. Golf, tenis ve yüzme havuzu Türkiye'de ilk kez Alpullu'da yapılmış. En azından biz öyle biliyoruz. Fabrikanın ilk yöneticileri özel golf elbiselerini giyip o yıllarda golf ve tenis oynuyorlarmış ve havuzda yüzüyorlarmış. Biz o günleri görmedik. Bizim yıllarımızda bu iş bitmişti.
Kenan Bey inşşat işlerinde betonları Bulgarların yaptığını söylüyor, Makine ve teçhizat Alman ve Macarlardan, fakat betonlar Bulgarlara ait diyor.
Teliçi'nde sokak isimleri: Sütalan, hastane sokağı,
anıtsal değeri olduğunu belirten plakaların olmaması nedeniyle tehlikede olduğu belirtiliyor.
Konutlar
Fabrika "stafı", yani memurları için modern evler yapılır. Yaşlı insanlarımız bu kelimeyi "moderen" diye telaffuz ederler. Bu kelimenin içinde hem övgü, hem özenme, hem de biraz kıskançlık vardır. Sanayi-i Nefise Fakültesi mezunu Sırrı Arif Bilen Mongeri ve Kyriakidis adlı Alman ve Macar mimarlarla birlikte çalışır.
Spor Tesisleri
Mini Golf sahası, basketbol sahası, havuz, tenis kortu
Kopuz ve Titik'e göre (2016) evler yola yaklaşık 10 mt uzakta düzenlenmiştir. 120 adet işçi konutu bulunur. Alman toplu konut yerleşimlerine benzerlikler görülür. Ebenezer Howard’ın “Bahçe Şehir” ile başlayan “Endüstri Kenti” ideal planlama anlayışının somut yansımaları görülür. Büyük alanlar içinde yer alan konutlarda, önünde ve arkalarında sebze ve meyve bahçeleri yer alır. Böylece insanların, iş dışı zamanlarda kendi özel alanlarında, toprakla uğraşma olanağı oluşur. Ön taraflarında da çocuk oyun alanları ve mobilyaları (salıncaklar tahtıravalliler) vardır. Bu kurgularıyla fabrika lojmanları, bu dönemde Avrupa’da ortaya çıkan “bahçe şehir” uygulamalarını anımsatır. Konutlar aynı zamanda Alpullu ve Trakya’nın ilk toplu konut örneğini oluşturması bakımından da önemlidir.
Tek katlı konutların tümünde, mutfaktan bahçeye bir kapı açılmıştır. Bu kapı
direk bahçeye açılmakta ve yaz mevsiminde kullanımı sağlamaktadır. İki katlı mansard
çatılı planlarda ise, alt katta yaşama üst katta ise yatma birimlerine yer verilmiştir. bazı kat pencerelerinin kemer ve sövelerle geçilmesi ... Konutlar; tek konut, ikiz iki konut ve iki katlı ikiz dört konut olmak üzere, 17 adet farklı tipte mimari plana sahiptir.