2005 yılında devlet açmış. Vatandaşımızın anlatısıyla, iki üç ay sonra tekrar kapatmışlar. Belki daha uzundur, ama en azından olay böyle algılanmış. Kırklareli Halk Kütüphanesi Müdürleri açmış. Niçin kapatılmış, kitaplar nereye gitmiş bilmiyoruz. Yeri caminin yan sokağında yer alan "Belediye Dükkanları'nın" üzerinde imiş. Bugünlerde burası Belediye'nin deposu olarak kullanılıyor ve atıl vaziyette imiş.
Kütüphane için yeni girişimler var. Nasıl sonuçlanacak merak ediyoruz. İlkokul ve ortaokulun herhalde kendi kütüphaneleri vardır. Bizde Halk Kütüphanesi kavramı oturmamıştır. Şundan dolayı. Kütüphane genelde öğrenciler için düşünülür. Yetişkin olan "halkın" kütüphaneye gitme gibi bir sorunu yoktur ve durum tüm Türkiye'de böyledir.
Yeni gelişmeler "kütüphane açma" ihtiyacını ortadan kaldırdı. İnternet ve dijital kitaplar kütüphaneleri cebimize getirdi. Google Play adı verilen cep telefonu apletiyle binlerce kitaba cebimizden ulaşabiliriz. Artık matbu kitaplar değil, dijital kitaplar çağına girdik. Matbacılar ve yayınevleri "kütüphane" konusunda ısrar ediyorlar. "Olmaz, açılmalı" diyorlar. Ekonomik olarak varlıklarını sürdürme kaygısı... Fakat dünya değişti, değişiyor. Bundan sonra dijital kitaplar olacak ve onların her ihtimale karşı saklanan belirli sayıda fiziksel kopyası. 1000, 2000 tane kitap basma devri geçiyor. İnsanlar dijital ortamlarda 100.000 kez belki daha fazla okuyorlar. Cebinden kolayca ulaşıp okumak varken Kütüphane'ye kim gider. Sadece antik eserleri araştırmak için kütüphanelere gidilecek. Tarihi niteliği olan kütüphaneler elbette değerini yitirmeyecek, ama artık başka bir çağda yaşıyoruz ve kütüphaneleri fiziki binalarda değil dijital ortamlarda kuracağız. Yatırımlarımızı dijital ortamlara yapacağız. Fizik kitapların bundan böyle evimde yer işgal etmesini istemiyorum. Rafta aradığım kitabı buluncaya kadar, İnternetten çok daha kısa sürede istediğim bilgiye ulaşabiliıyorum.