Alpullu'nun Kurtuluşu

Dile kolay geldiği için böyle söylüyoruz Doğru ifade "kurtuluşu" değil "devir-teslim alınması"... Yunanlılardan boşalan yerlerdeki idari boşluğun doldurulması amacına yönelik İngiliz generali Harington ile görüşmeler yapılmış ve kasabalar için belirli devir-teslim günleri belirlenmiş. Babaeski için, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Uzunköprü için...

Trakya'nın bir bütün olarak kurtuluşu 2 Kasım 1922. 1 Kasımda bütün Trakya Yunan askererinden arındırılmış... 2 Kasımda yapılan genaraller toplantısında Harington 1 Kasım 1922 akşamı Yunanlıların Trakyayı tamamıyla terkettiklerini belirtmiş. Bu nedenle 1 Kasım tarihi bütün Trakya'nın düşmandan arındırılma günü (Veysi Akın, Trakya'nın Türklere Devir Teslimi, TC Genelkurmay Başkanlığı, 1996, s. 76). On gün sonra gerçekleşen devir-teslim olayı vatandaşlarımız tarafından kasabaların "tam istiklal" olarak yorumlanmış. "Evet askerler gittiler ama, kasaba bize daha resmen teslim edilmedi" demişler.

Trakya'nın kağıt üzerinde kurtulması 11 Ekim 1922'de yapılan ve 15 Ekim'de yürürlüğe giren Mudanya Mütarekesi veya anlaşmasıyla... 15 Ekimde kağıt üzerinde kurtulmuş, 1 Kasım tarihinde yabancı askerlerden kurtulmuş, 9 Kasım'da resmen idareyi ele alarak kurtulmuş.  

Biraz geriye gidelim... İtilaf Devletleri'nin kışkırtmasıyla Yunanlılar Anadoludan püskürtülmüş olmalarına rağmen rahat durmamışlar bu kez Edirne'ye saldırmışlar. 24 Temmuz 1920 tarihinde şehrimiz onların eline düşmüş. Fakat bu sırada Anadolu'daki İstiklal Savaşı kazanılmış olduğundan Türk ordusu Trakya'ya geçerek burayı da kurtarmayı planlamaya başlamış. İtilaf devletleri Türk ordusunun Trakya'ya geçmesini istemiyormuş, bu nedenle Mudanya Anlaşması'na oturmuşlar. Bu anlaşma çerçevesinde tüm Doğu Trakya Yunan kuvvetleri tarafından boşaltılmış.

Trakya'nın kurtarılması Mudanya Ateşkes Anlaşması'na dayanıyor. Edirne'nin Yunanlılar tarafından işgali hariç tutulursa Trakya'da göğus göğüse savaşarak gerçekleştirilen bir "kurtuluş savaşı" yok. İki yıl topraklarımızı işgal eden Yunanlıların ve onların arkasındaki İtilaf devletlerinin kararlılığımız karşısında geri çekilmeleri söz konusu...

Babaeski 9 Kasımda bize  devr edilmiş. Babaeski devredildikten sonra ona bağlı olan köyler de sırasıyla devir ve teslim alınır. Mandıra, Alpullu ve Pehlivanköy...  Devir alma olayı Türk askerlerinden değil İngilizlerden, Fransızlardan veya Yunanlılardan yapılıyor... Önce Türk askeri devr alıyor sonra yönetimi bizim idari yetkililerimize devr ediyor. Yani, iki tane devir teslim olayı var... Birincisi askerlerimizin yabancılardan devir teslim alması ve ikincisi bizim askerlerimizin kasabayı yine bizim idari yetkililerimize  devretmeleri... Tekbir sesleri altında ve kurbanlar kesilerek...

"Alpullu (9 Kasım 1922) : Alpullu, bir istasyon kasabası olarak diğer yerlere göre biraz geç tahliye edilmişti. Son Yunan birliği 1 Kasım'da kasabadan ayrıldı. Tahliyeyi takiben bütün Alpullu sokakları bayraklarla donatıldı."

Köylerde devir-teslim bayramlarına ihtiyaç var mı? Babaeski yapıyor, haydi bizde yapalım, denmiş. Alpullu'nun Kurtuluş Bayramı'na Belediye Başkanı Şükrü Simer zamanında karar verilmiş. Aslında Alpullu'nun değil Pancarköy'ün kurtuluş Bayramı oluyor. Fakat Pancarköy'de böyle bir devir-teslim olayı yok... "Babaeski'nin coşkusuna biz de burada Alpullu'da etkinlik yaparak katılalım" denmiş, "iyi olur, faydalıdır" diye düşünülmüş. Fakat, ciddiyet aşınması oluyor... Askerlerin de katılıyor olmalarına karşın acılı, sıkıntılı ve sonra sevinçli bir olay giderek "karnaval" havasına dönüşüyor. Kurtuluş etkinliğinin "dozajı" önemli... Bayramın tasarım ve konfigürasyonunda aşırı "acıyla" aşırı "eğlence" arasında iyi bir yerde durmak gerekiyor.





















11 Ekim 1922