Fabrika için niçin Alpullu bölgesi seçilmiştir diye kendimize sorsak çok makul ve tutarlı cevaplar verebiliriz. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir: - En büyük pazar olan İstanbul’a yakın olması. - Ergene nehrinin en elverişli noktasında bulunması - Çevre köy sınırlarının birleşim yerinde bulunması - Yeralatı sularının zengin olduğu bir yerde bulunması - Trenlerin aktarma yaptıkları bir yerde bulunması - Çevresindeki arazilerin pancar ekimine elverişli olması - Abdülhamit zamanında da Trakya'da şeker fabrikası kurmak için bir takım çabaların bulunması.
Yukarıda sayılan görüşler herhalde dikkate alınmıştır. Hatta bazı kaynaklarda kuruluş yeri belirlenirken çok dikkatli ve ayrıntılı bir araştırma yapıldığı yazılı. Kim yapmış, nasıl yapmış, hangi bölgeleri incelemiş bilgi verilmiyor ama "Yapıldı, yapıldı... Konu derinlemesine incelendi" deniyor. Herhalde incelenmiştir. Bu kadar büyük bir yatırım yapılırken inceleme yapılmamış olmasını düşünemeyiz.
Fakat "kuruluş yeri incelemesi" yapıldıysa bile bu incelemenin çok da sağlıklı olmadığı anlaşılıyor. Roemer- Blohm, Alpullu Şeker Fabrikasının hammadde tahmin değerlendirmesini yaparken, fabrikanın üretim havzasında bulunan Meriç-Ergene bölgesinde yetersiz yağmur miktarı nedeniyle esaslı sulama tesislerinin kurulmadığı takdirde üretimde her yıl büyük dalgalanmaların ortaya çıkabileceğini savunmuş (Roemer- Blohm, age, s.20). Mehmet Oluç'un Trakya Ziraat Ekonomisi adlı kitabında "maalesef" teessürüyle belirttiği "bir pancar uzmanından görüş alınmadığı" iddiası takip eden yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle rekoltenin düşük kalması gerçeğiyle doğrulanmış. Beklentiler ve politik nitelikteki gerçekler ve gerekçelerle bilimsel olgular birbiriyle uyuşmuyor. Bu gibi durumlarda trade-off dediğimiz geçişimler her zaman olacaktır, fakat stratejik kararlarda bilimsel gerçeklerin ağırlık kazandığı bir çerçeve içinde hareket etmemiz gerekiyor.