Çamlıklar

Büyük Çamlık

Bir zamanlar Armutluk olarak adlandırılan yerin hemen üst tarafı. İlkokula giderken bu çamlıkta piknik yapar top oynardık. Yolun alt tarafında bugünkü Lastikçi'nin bulunduğu yerde Fabrika Ekmek Fırını vardı. 

1985 yılında çok şiddetli kış olmuş,  çamların çoğu donmuş, hepsinin yaprakları kahverengine dönüşmüş.
Bir hemşerim yorum yaptı:"Ağaçlara budama yapılarak alt dalları kesilmişti. Böyle olunca kendilerini koruyamadılar, donarak kurudular".  Sonra, kuruyan ağaçların yerine yenileri dikilmiş...  Bazıları ise sonradan kendilerini iyileştirmiş,

Hangi tarihte yapıldı bilmiyorum, Büyük Çamlık'ta  göçmen kuşları izlemek için dikilmiş ağaçtan bir kule var. Kimler, ne zaman izliyorlar bilmiyoruz ama bu kulenin Büyük Çamlık'la birlikte hatırlanması gerekiyor.

yaklaşık 90 dekar  alan kaplayan Büyük Çamlik normal koşullarda Belediye'nin, yani Alpullu'nun... Ama tam da öyle değil. Arazinin asıl sahibi Fabrika... Fabrika  ile Belediye arasında bir sözleşme yapılmış. Fabrika burayı 50 yıl, bir başka rivayete göre 99 yıl  kullanmak üzere Belediye'ye devretmiş. Protokolün Belediye Başkanı Şükrü Simer zamanında imzalandığı belirtiliyor. 1977 veya 1978 yılı imza tarihi olabilir. Eğer 99 yıl ise 2077 yılında süre sona erecek. O yıllardaki hükümet "özelleştirme" çabalarına ağırlık vermiş. Çiftliğin karşısındaki tarlalar da o yıllarda satılmaya başlanmış.

İyi anlamamız gerekiyor. Büyük Çamlık'ın 99 yıllığına Alpullu Belediyesi'ne devri ayrı bir hadise... Sözleşme süresi dolmadan ve Alpullu halkına danışılmadan bir oldu bittiyle özel sektöre satılması başka bir olay...

Özelleştirme Dalgası yeniden güçlenince, fabrika 2005 yılında Büyük Çamlık'ın da içinde yer aldığı büyük bir arsayı (mezarlık arkası arsa, Samafor Camii ve Büyük Çamlık) İstanbuldan bir işletme sahibine satmış. Satış fiilen gerçekleştiğine göre  99 yıl dolunca İstanbul'lu işletme sahibi burayı istediği gibi kullanabilir.

Fakat şeker fabrikasının yöneticileri, halkın yararlanımına tahsis ettikleri bir araziyi "burası devletin malı, devleti de biz yönetiyoruz. İstediğimiz gibi hareket eder, satarız" diyebilirler mi? Alpullu'nun halkı değilsen, dışarıdan gelmişsen, etik kuralları çiğnersen, toplumsal sorumluluk anlayışına sahip değilsen, işletmecilikten anlamıyorsan yaparsın... Satarsın...

Fakat,  insanlar nesiller boyu soru sormaya devam edeceklerdir. "Bizim 99 yıl boyunca çam kokusu aldığımız,  havamızı temizleyen, gönlümüzü açan, gözümüzü şenlendiren, bize emanet edilen bir ormanı kim bizim fikrimizi dahi almadan satmış" diye.

Satışa taraf olanların, girişimde bulunanların, aracılık edenlerin  kimler olduğunu öğreneceklerdir. Nasıl satılmış, niçin satılmış, Ankara'dan kim onay vermiş, o zamanlar Şeker Fabrikalarının Genel Müdürü kimmiş, nasıl onaylamış, nasıl olur da küçücük bir araştırma yaptırmamış diye...

Belediye niçin Alpullu'nun haklarını savunmamış, itiraz etmemiş  diye... Bu olay unutulmaz... 99 yıl boyunca mülkün bakıcısı, emanetçisi olan aynı zamanda oranın mâlikidir de.  O kadar takdir ettiğimiz Şeker Fabrikaları  bunu bize nasıl yapar... Çocuklarımıza, torunlarımıza ne söyleyeceğiz, ne anlatacağız... Aynı durum fabrikanın satışında da söz konusu. Aşırı politize olma, çıkar hesapları sonuçta yanlışlardan birini görüp değerini görmemeye neden oluyor. Yanlışlıkların hepsini görmeli, hepsine itiraz etmeliyiz, "Bizim yaptığımız yanlış değil, sizin yaptığın yanlış" anlayışından kurtulmamız gerekiyor.

Küçük Çamlık

Onbeş Evler adını verdiğimiz bölgenin üstünde. Alan olarak küçük bir yer. 2  Ağustos 2017'de burada dikkatsiz bir kişinin otları tutuşturması sonucunda çamlık yangını olmuş. Bunun üzerine Nadırlı'lı köyünden iş adamı Tuncel Toparlar annesi Emine Toparlar ve babası Şevki Toparlar adına çam ağaçları dikmiş, bakımını yaptırmış ve hâlâ da devam ediyor.

Pavyon Önü Çamlığı

Pavyonların önünde iki sıra çam ağaçları var. Bunları da zaman zaman alt dallarını buduyorlardı. Bu konu hep tartışılmıştır. İlk okula gidiyordum. Alt dallarını kesmişlerdi. İnsanlar itiraz ediyorlardı. Çam budanmaz diyorlardı. Kesenler ise yürünmediğini, altına girilmediğini, pislik olduğunu söylüyorlardı. Çam ağacına nasıl bakacağımız Türkiye'nin sorunudur. Ziraatçılar bile bu konuda fikir birliği içinde değiller.

Cami Çamlığı.

Az sayıda ama cami içinde de çam ağaçları var. Bunların sayısı daha çoktu. Daha sonra caminin arkasından yol açıldı ve çamların bir bölümü kesildi.

Teliçi Hastane Arkası Çamlığı

Teliçi'nde hastanenin arkasında ve çevresinde çam ağaçları vardı. Hastane çevresinin havası her zaman bu nedenle temiz çam kokardı. Bu ağaçlardan o bölgede hâlâ epey çam ağacı vardır.
.